Her insanın bir şey alacak olduğunda kafasından onlarca şey geçer. Nereden almalıyım, nesine bakmalıyım, hangisi daha iyi olur vb. binlercesi. Birde konu araba almak olursa, vay haline. İstisnalar olabilir belki ancak hiçbir kişi yoktur ki onu mu alsam, bunu mu ikileminde kalmasın. Günlerce düşünüp sabah farklı, akşam farklı kararlar verilir. Sonunda ise gönülden geçen değil de piyasanın gönlünden geçende karar kılınır. (Malesef)
Buna benzer şeyler hepimizin başından geçmiştir. İlla araba almak lazım değil; ev alırken, telefon alırken, hatta çikolata alırken bile ikilem yaşamıyor muyuz. Sanırım bu insanın doğasında var. Belki de çevre etkeni çok fazla. Hangimiz birşeyi beğenip hemen alabiliyoruz ki. Mesela bir arabayı çok beğendik ya da bir motoru, ilk baktığımız şeyi ne oluyor ?
- Fiyatı
- Piyasası
Hani çok beğenmiştik ya, peki neden ilk önceliğimiz bunlar oluyor, daha almadan satımını düşünüyoruz. Şöyle bir düşünüyorum, biz kendi beğendiğimizi değil de insanların genelinin sevdiğini alabiliyoruz. Şartlar böyle olmuş artık. Ama bir gerçek var ki, farklı olanı seçen kişilere de imreniliyor.
En güzel Örnek;
Yolda yürürken hangi arabalara başlar dönüyor ?
Ya çok pahalı olanlara, ya da çok nadir görülenlere öyle değil mi ?
Belki de artık insanlara göre değil de kendi isteklerine göre yaşama vakti gelmiştir. Herkes aynı şeyi sevecek diye bir kaide yok. Bırakın sizin sevdiğiniz arabayı sevmesinler, bırakın piyasası olmasın ne olacak ki. Hangi araç satılmamış ki. Yeter ki sizin seçtiğiniz olsun, gerisi hikaye.
Gönlünüzden geçen araçlar sizlerin olsun...
Allah'a Emanet Olun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder